15 Aralık 2009 Salı

Mukemmel cami fotograflari













































Bakmasi bile huzur veriyor..Harika yapitlar degil mi..

10 Aralık 2009 Perşembe

Fransız halkının yarısından çoğunun İslam dininin kendi toplum yapısıyla uyumlu olduğunu düşündüyorlar

 


Sarkozy'yi zora sokacak araştırma!


Fransa'da yapılan bir anket araştırmasında Fransız halkının yarısından çoğunun İslam dininin kendi toplum yapısıyla uyumlu olduğunu düşündükleri ortaya çıktı.



Anket şirketi Pollster CSA tarafından yapılan araştırmada, halkın yüzde 54'ünün İslam dinini Fransız toplumuna bir tehdit olarak görmedikleri sonucu ortaya çıktı. Anket sonuçları, Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy'nin başlattığı tartışmaya yeni bir boyut kazandırdı. Araştırma sonucunda dikkat çeken bir diğer nokta ise, İslam dinini Fransız toplumuna uyumlu olduğunu düşünenlerin daha çok gençler olduğu görülüyor. İslam'ı bir tehdit olarak görmeyen gençlerin yüzde 68'i, İslam dinine yetişkinlerden daha açık ve hoşgörülü oldukları dikkat çekiyor. 75 yaş üstü olanların ise sadece yüzde 36'sı İslam'ın kendi toplumlarıyla uyumlu olduğunu görüşünde.

Fransa'da Cumhurbaşkanı Sarkozy'nin başlattığı 'peçe' tartışması, uzun süre ülke gündeminden düşmemişti. Fransa'da yaklaşık olarak 5 milyon Müslüman yaşıyor. Bu da ülke nüfusunun yüzde 8'ini teşkil ediyor.

(CİHAN)

2 Aralık 2009 Çarşamba

OY KULLANIN Duyarli olun

Sollte der Neubau von Minaretten in Deutschland auch verboten werden?

Almanyada minaretli

Camilerin yapilip yapilmamasi icin oy toplaniyor
Almanyada Minaretli Camiler Yasaklansinmi sorusuna hayir (nein) cevabina tiklaminizi istiyorum Lütfen butun herkes duyarili olsun..!
Link Burda OY KULLANMAK icin Buraya Tiklayin

29 Kasım 2009 Pazar

HZ. MEHDİ DÖNEMİNDE İSLAM BİRLİĞİ


                     
İslam, dünyanın en hızlı büyüyen dini.

Avrupa’da İslam dininin büyüme hızı %142'lere ulaşmış durumda.
Müslüman nüfusun sayısının yakın gelecekte daha da artacağı ve İslam'ın dünyanın en büyük dini haline geleceği tahmin ediliyor.

Jeopolitik konumları nedeniyle İslam ülkeleri büyük bir güç olarak görülüyor.

Ne var ki bugün kimi İslam ülkeleri arasında derin anlaşmazlıklar ve ihtilaflar bulunmakta.
Hatta yakın geçmişte İran-Irak Savaşı, Irak'ın Kuveyt'i işgali, Pakistan-Bangladeş Savaşı gibi Müslüman ülkeler arasında geçen savaşlar yaşandı.

Bazı Müslüman ülkelerde ise halen etnik ve siyasi sorunlar nedeniyle iç savaş ve çatışmalar sürüyor.

Sonuçta İslam dünyasında belirgin bir dağınıklık, başıboşluk, ihtilaf ve merkezi otorite eksikliği yaşanmaktadır.

Oysa İslam'ın özünde bir dağınıklık ve başıboşluk değil, birlik vardır.

Kuran'da, "Allah'ın ipine hepiniz sımsıkı sarılın. Dağılıp ayrılmayın…” (Al-i İmran Suresi, 103) ayetiyle Allah, tüm Müslümanlara tam bir birlik ruhu içinde hareket etmelerini emretmektedir.
Dünya, bugün her yönden bu birliğe muhtaçtır: İslam birliğine...

Belgeseli izlediğinizde İslam ahlakının dünyaya yayılacağı, insanların barışa ve güvenliğe kavuşacağı günlerin Allah'ın izni ile çok yakın olduğunu anlayacaksınız.
Peygamber Efendimiz (sav) bundan 1400 yıl önce, ahir zamanda insanların arasında iki salgın hastalığın yayılacağını bildirmiştir. Ayrıca Peygamberimiz (sav)'in bu hastalıklar hakkında verdiği detay bilgiler, bunları daha kolay tespit edebilmemizi mümkün kılmaktadır. Söz konusu hastalıklar, ahir zaman alametlerinin yoğun olarak yaşandığı son yıllarda birbiri ardına ortaya çıkan; her ikisi de ölümcül ve salgın hastalıklar olan kuş ve domuz gripleridir. (Doğrusunu Allah bilir.) Bu konudaki bazı hadisler şu şekildedir:


"Altı şey kıyametten önce olur: … Sonra çok ölen olur. Sizin içinizde koyunların burunlarından akan ve aniden öldüren hastalık gibi ölümcül iki hastalık yaygınlaşacaktır."

(Sahih–i Buhari, cizye (2/278 fethul bari))


"İnsanlar, şiddetli bir korku üzerinde olmadıkça, Hz. Mehdi (as) zuhur etmez. Ondan önce zelzeleler, fitneler, insanların başına gelen belalar ve taun (veba) hastalığı zuhur edecektir… İşte o vakit (Hz. Mehdi (as)) zuhur edecektir. Ona yetişene ve onun yardımcılarından olanlara müjdeler olsun. Ona (Hz. Mehdi (as)'a) muhalefet edenlere ve emrine karşı gelenlere yazıklar olsun."

(Fera idu Fevaidi'l Fikr Fi'l İmam el-Mehdi el-Muhtazar)


A/H1N1 domuz gribi ile AH5N1 kuş gribi virüsleri, bu hayvanların solunum yollarındaki hücrelerin alıcılarına yerleşir. Hem kuşlar hem de domuzların milyonlarca yıldır var olan canlılar olmalarına rağmen, Peygamberimiz (sav)'in bildirdiği gibi bu zamanda salgın hastalıklara sebep olması ahir zamanda yaşadığımıza bir başka delilidir. Söz konusu durum, tam da Hz. Mehdi (as)’nin zuhur döneminde, Allah’ın emriyle insanlar arasında yayılmıştır.



HASTALIKLAR İNSANLARA RUH DERİNLİĞİ KAZANDIRIR

Allah’ın insanlar arasında yaygınlaşan bir hastalık yaratmasının elbette birçok hikmeti vardır. Bu durum, insanların gözleriyle göremedikleri virüsler karşısında bile, ne kadar aciz olduklarının farkına varmalarına vesile olacaktır. Ayrıca herşeyin Yüce Allah’ın kontrolünde olduğunu daha derin düşüneceklerdir. Bu vesileyle birçok kişinin Allah’a yakınlığı artacak, imanlı Müslümanların da imanları daha da güçlenecektir. Hastalığı meydana getiren Allah'tır; tedaviyi yapan doktoru yaratan, ona bildiklerini öğreten, ilacı yaratan ve şifaya vesile eden de Allah'tır. Bir rahatsızlıkla karşılaşan insanın güzel ahlak göstermek için bütün bunların birer imtihan olduğunu, hastalığı da şifayı da yaratanın sadece Allah olduğunu düşünmesi gerekir.

Sonsuz kudret sahibi Allah'a teslim olan, O'nun sonsuz aklına ve rahmetine güvenip dayanan insan için hastalık da, musibet gibi görünen diğer olaylar da sonu hayırla bitecek geçici imtihanlardır. Önemli olan, Allah'a iman eden, O'nun yaratmış olduğu kadere teslim olan insanların, bu tür zorluk ve hastalık anlarında gösterecekleri güzel ahlak ve Allah’a teslimiyetli ruh halleridir. Bu gerçek bir Kuran ayetinde şu şekilde bildirilir:

Ki beni yaratan ve bana hidayet veren O'dur; bana yediren ve içiren O'dur; hastalandığım zaman bana şifa veren O'dur; beni öldürecek, sonra diriltecek olan da O'dur. (Şuara Suresi, 78-81)


Ayrıca hastalıklar, bir kişinin sağlıklı yaşamasının Allah'tan ne kadar büyük bir lütuf ve nimet olduğu daha iyi anlamasını sağlar. Uzun süre hasta olmayan, herhangi bir rahatsızlık, ağrı ya da acı hissetmeyen bir kimse, bu nimeti gereği gibi takdir edemeyebilir. Ancak hastalıkla, acıyla ağrıyla imtiham olan bir insan, dünyanın geçiciliğini, ölümün yakınlığını ve ahiretin varlığını daha derin düşünür hale gelecektir. Bu bakımdan dünyada karşılaşılan her zorluk gibi hastalıklar da, inananların iman derinliğinin artmasına vesile olan kıymetli anlardır.

AHİRZAMAN ALAMETLERİ SON 30 YILDA TOPLUCA CIKTI

AHİRZAMAN ALAMETLERİNİN SON 30 YILDA TOPLUCA TAHAKUKU, DÜNYANIN ÖMRÜNÜN 7000 YIL OLDUĞUNU TEYİT ETMEKTEDİR

Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’den rivayet edilen ve en büyük hadis imamlarından olan İmam Suyuti’nin naklettiği 8 sahih hadiste dünyanın ömrünün 7000 yıl olduğu, Peygamberimize kadar bu sürenin 5600 yılının geçtiğini haber verilmiştir.
7000’den 5600’ü çıkarttığımızda geriye 1400 sene kalmaktadır.
Başka bir hadiste ise Peygamberimiz “Ümmetin ömrünün 1500 seneyi pek geçmeyeceğini” haber vermiştir.

Şu anda Hicri 1430 yılında olduğumuzu ve Hicri 1500 yılına kadar da Hicri 14. yüzyılın içinde olduğumuzu hesaba katarsak o zaman Hz. Mehdi’nin mutlaka bu yüzyıl içinde çıkması gerektiği ortaya çıkmaktadır.
Çünkü geriye Hz. Mehdi’nin çıkabileceği başka bir yüzyıl kalmamaktadır.
Hicri 1400’ün başından itibaren Peygamberimiz’in hadislerinde bildirdiği ahirzaman alametlerinin hemen hepsinin ard arda tahakkuk etmesi ahirzamanda olduğumuzu ve Hz. Mehdi’nin bu yüzyıl içerisinde çıkacağını açıkça göstermektedir.
Ayrıca bütün bu alametlerin son 30 yıl içinde topluca gerçekleşmiş olması,  dünyanın ömrünün 7000 yıl olduğunu, Peygamberimize kadar bu sürenin 5600’ünün geçtiği ve İslam ümmetinin icabet ömrünün de 1500 seneyi pek geçmeyeceği yönündeki hadisleri teyit etmektedir.

HİCRİ 1400’ÜN BAŞINDAN İTİBAREN SON 30 YIL İÇİNDE ART ARDA GERÇEKLEŞEN ALAMETLER İSE ŞUNLARDIR:

1. 1975 yılında Fırat'ın Suyunun Kesilmesi. Keban Barajı’nın yapılmasıyla bu durum gerçekleşti.

2. 1979 yılında Afganistan'ın İşgali.

3. 1979 yılında Kabe Baskını ve Kabe’de kan akıtılması. 400’den fazla kişi hayatını kaybetti.

4. 1980 yılında İran-Irak Savaşı

5. Gökyüzünü ateş ve duman kaplaması (Dünyanın en büyük tankerlerinden biri 1979 yılında Independenta İstanbul’da patladı. Tüm gökyüzünü duman kapladı, gürültüsünden uyuyanlar uyandı.)

6. Ramazan Ayı'nda 15  gün arayla Ay ve Güneş Tutulmaları. (1981 ve 1982 yıllarında aynı şekilde gerçekleşti.)

7. 1986 yılında Halley Kuyruklu Yıldızının Doğması.

8. Boynuzu Andıran iki uçlu yıldızın çıkışı (24 Şubat 2009 tarihinde Lulin kuyruklu yıldızı çıktı. Bu kuyruklu yıldız hadislere birebir uyuyor. Tüm kuyruklu yıldızlar doğudan batıya giderken, Lulin batıdan doğuya doğru gidiyor. Hadiste iki boynuzlu olacağı bildiriliyor, Lulin de iki boynuza benzeyen bir şekle sahip. Hadiste çok parlak olacağı bildiriliyor, Lulin de diğer kuyruklu yıldızlardan 6 misli daha parlak.)

9. Güneş’ten bir alametin belirmesi. (1996 yılında Güneşte büyük patlamalar oydu, ayrıca 11 Ağustos 1999 yılında yüzyılın en son güneş tutulması. İlk kez bu kadar çok kişinin izleyebildiği güneş tutulması.)

10. 1990 yılında Azerbaycan'ın işgali

11. Tozlu Dumanlı Bir Fitne (11 Eylül 2001 ABD’deki terör saldırılarının ardından oluşan duman)

12. Bağdat'ın Alevlerle Yok Edilmesi (2003 yılında ağır bombardımanlarla yok edilmiştir.)

13. Iraklıların Parasının Kalmaması (ABD işgalinin ardından Irak’ta paranın değeri düşmüş, ardından Irak dinarı tedavülden kalkmıştır)

14. Çölde bir ordunun batması. (İşgalin ardından yaklaşık 80.000 kişilik  Irak ordusu yokolmuştur)

15. Irak'a ve Şam'a Ambargo Uygulanması (Saddam döneminde başlamış ve 10 yıldan uzun süre uygulanmıştır.)

16. Irak'ın Yeniden Yapılandırılması (İşgalin ardından yıkılan şehirlerin imarına başlanmıştır)

17. Irak Halkının Şam'a Kaçması (ABD işgali ve bombardımanlar nedeniyle halk Kuzey’e kaçmıştır)

18. Irak’ın üçe bölünmesi (ABD işgalinin ardından Irak fiilen üçe bölünmüştür.)

19. Şam da fitneler (Suriye’de yaşanan karışıklıklara işaret edilmektedir)

20. Fırat ile Dicle Arasında Çatışmalar Olması (Irak ile İran arasındaki savaşa işaret edilmektedir)

21. Şehirlerin Yok Olması (2. Dünya savaşında Hiroşima ve Nagasaki tamamen yokolmuştur.)

22. Doğu Tarafından Bir Ateşin Görünmesi (1991 yılında Irak Kuveyt’i işgal ettikten sonra petrol kuyularını yaktırmış, Kuveyt ve Basra Körfezini büyük bir ateş sarmıştır)

23. Şam ve Mısır Meliklerinin Öldürülmesi (1981 yılında Enver Sedat, 1982 yılında Lübnanlı lider Beşir Cemayel öldürüldü.)

24. Eski Ürdün Kralının öldürülmesi. (Ürdün Kralı Abdullah’ın 1951 yılında İngilizler tarafında öldürülmesi)

25. Sistemlerin Değişmesi (1989 yılında Berlin duvarının yıkılması, 1991 yılında SSCB dağıldı)

26. Yaygın katliamların meydana gelmesi

27. Kişinin Kamçısının Ucuyla Konuşması

28. Büyük Bir Ekonomik Krizin Olması

29. Masum çocukların öldürülmesi

30. Rüzgarlar ve Kasırgalar

31. Kuraklık Olması

32. Sel Baskınlarının Olması

33. Depremlerin artması

34. Yıldırımların Çoğalması

35. Masum Sivillerin Katledilmesi

36. İnsanların Birbirinden Kaçışması

37. Allah'ın Açıkça İnkar Edilmesi

38. Haramların Helal Sayılması

39. Sahte Peygamberlerin Çoğalması

40. Ömürlerin uzaması

41. Çöllerin yeşertilmesi

ALLAHI SEVMEK  ALLAH SEVGİSİNE DAİR…

Allah sevgisi, tıpkı Allah korkusu gibi, yaşamamız, duymamız ve davranışlarımıza yansıtmamız gereken ve bizi güzel ahlâka ve ebedî mutluluğa ulaştıran en yüce sevgidir. Allah’ı seven, Allah’ın yarattıklarını da Allah için sever, herkese karşı bir sevgi yumağı kesilir, gerçek mutluluğa ulaşır ve ne dünyada, ne âhirette üzüntü duymaz.

Bunun dışında Cenâb-ı Hak, Allah sevgisinin önemli belirtilerini şöyle bildiriyor: “Allah onları sever, onlar da Allah’ı sever. Onlar mü’minlere karşı alçakgönüllü, kâfirlere karşı izzet sahibidirler; Allah yolunda cihad ederler ve dil uzatanların kınamasından korkmazlar. Bu, Allah’ın bir lütfudur ki, dilediğine verir. Allah’ın ihsânı geniştir ve O ihsânına lâyık olanı hakkıyla bilir.”1

Peygamber Efendimiz (asm) buyurdu ki: “Yüce Allah şöyle buyurdu: ‘Kulum kendisine farz kıldıklarımdan Bana göre daha sevimli hiçbir şeyle Bana yaklaşamamıştır. Kulum nâfilelerle Bana yaklaşmaya devam eder. Nihâyet Ben de onu severim. Onu sevdiğim zaman, onun işiten kulağı, gören gözü, tutan eli ve yürüyen ayağı olurum. Benden bir şey dilerse onu veririm. Bana sığınırsa onu korurum.”2

Peygamber Efendimiz (asm) buyurdu ki: “Şu üç şey kimde bulunursa, o kişi îmânın tadına erer: 1- Allah ve Resûlünün kendisine her şeyden daha sevimli olması. 2- Sevdiğini sırf Allah için sevmesi. 3- Allah kendisini küfürden kurtardıktan sonra, tekrar küfre dönmekten ateşe atılacakmışçasına nefret etmesi.”

Allah için olmazsa, yaratılmışları sevmek belâlı bir musibete dönüşür. Çünkü sevdiğin şey, çoğu zaman seni tanımıyor, seni bilmiyor, seni anlamıyor. Birden bire ortadan kayboluyor ve seni üzüntüde bırakıp, gidiyor. Gençliğin, malın ve paran gibi. Sen istemediğin halde senden ayrılıp gidiyor. Acısını sana bırakıyor. Oysa Allah sevgisi hem dünyada, hem âhirette, hem darlıkta ve hem bollukta kişinin elinden tutuyor, kişiyi Allah’ın rızasına götürüyor. Kalp, Allah’ın nazar kıldığı bir ayna olduğundan, o nezih kalp ile doğrudan ancak Allah sevilmeli, başka şeyler doğrudan ve kendileri için değil, Allah namına ve Allah için sevilmelidir.

Anlaşılıyor ki, Allah sevgisini yaşayan kimsede şu belirtiler görülür:

1- Allah sevgisini yaşayan kimse dînini ciddî sever, dîninin emirlerini baş tacı yapar ve dîninin gereklerini yerine getirir. Farzları ihmal etmez. Nafile ibadetlerini artırmaya çalışır.

2- Allah sevgisini yaşayan kimse mü’minlere karşı mütevazi, kâfirlere karşı izzetli olur.

3- Allah sevgisini yaşayan kimse, Allah için Allah yolunda çalışır, Allah’ın dînini yaşamaya ve yüceltmeye gayret eder.

4- Allah sevgisini yaşayan kimse, insanların ileri geri konuşmalarından korkup dînini yaşamaktan geri durmaz.

5- Allah sevgisini yaşayan kimse Peygamber Efendimiz’in (asm) Sünnet-i Seniyesine elinden geldiğince uyar.

6- Allah sevgisini yaşayan kimse Allah için işitir, Allah için görür, Allah için tutar, Allah için yürür, amellerinde Allah’ın rızasını arar ve ister.

7- Allah sevgisini yaşayan kimse, Allah dostlarını Allah için sever.

8- Allah sevgisini yaşayan kimse, eşi, ailesi, çocukları, annesi, babası, akrabaları, komşuları ve Müslümanlar ile iyi geçinir. Bağışlayıcı ve merhametli olur. Kimseye zararı dokunmaz. İyiliklerini artırmaya çalışır.

Duâ

Allah’ım! Hesap gününde bize yardım et! Hesap gününde üzerimizden rahmetini esirgeme! Hesap gününde bizi bağışla! Hesap gününde bizi Sevgili Peygamberimizin (asm) şefaatine ulaştır! Hesap gününde bizi utandırma! Unuttuklarımızdan ve hataya düştüklerimizden bizi sorumlu tutma. Rabbimiz! Bize ağır yük yükleme. Rabbimiz! Bize gücümüzün yetmediği işleri yükleme! Bizi affet! Bizi bağışla! Bize merhamet et! Bizi hatalarımızla ve kusurlarımızla yargılama! Sen Mevlâ’mızsın!

Âmin... Âmin... Âmin...

Dipnotlar:
1- Mâide Sûresi: 54, 55, 56
2- Riyâzu’s-Sâlihîn, 385
3- Câmiü’s-Sağîr, 2/847


Blog Arşivi