29 Haziran 2008 Pazar

Paranın kısa tarihi

Paranın kısa tarihi

Günlük hayatımızda bir o kadar kullandığımız ve kullanım amacı üzerinde pek kafa yormadığımız bir araçtır para.

Paranın kısa geçmişine bakacağız.

İşbölümünün henüz gelişmediği çağlarda, kabileler geniş ölçüde kendilerine yeterliydiler. Ürettiklerini tüketirlerdi. Dışarısıyla mübaladeleri seyrekti. Bağımsız ekonomik birimler halindeki hane halkları için de durum aynıydı.

a)Bölgelerarası ticaretin ilk aşamalarında, yabancılar kervanlarla ve gemilerle kabilelerin yaşadıkları çevrelere gelerek satmak istedikleri malları sergilerlerdi. Yerliler yaklaşarak sergilenen malları incelerler ve beğendiklerine karşılık olarak ne vereceklerse, yanına koyarlardı. Tacirler önerilen bedeli kabul ediyorlarsa, alıp geri dönerlerdi.

Satıcı ve alıcı arasında, diyalog çok kez sessizdi. Fiyat biçme işi pazarlıksız satışlarda alıcıya bırakılırdı. Afrika kıyılarına fil dişi almaya gelen Fenikelelerin satışa arzettikleri tuza, yerliler dayanamazlardı. Bir top kırmızı kumaş veya bir Tardessus hançeri de kabile şeflerine son derece çekici görünebilirdi. Alıcı, fiyatı belirsiz mala arzusunun ve gereksinmesinin baskısı altında paha biçerdi.

Pazarlık yapıldığında karlı çıkanlar,yine yabancı tacirlerdi.

İşte bir mal veya hizmet bedelinin başka bir mal veya hizmet ile ödenmesine trampa diyoruz. Trampa para kullanmaksızın gerçekleştirilen mübadeledir.

b) Trampa sisteminde, satışa arzedilmiş mala müşteri bulmak, paralı ekonomide olduğundan zordur.

Trampa sisteminde alış-verişi kolaylaştırmak için yararlanılan ilk buluş pazarlardır. Pazar, alıcıların ve satıcıların toplandıkları, bir araya geldikleri yerdir.

Pazarlar kurulmamış olsaydı, ikili arz ve talepte, malların karşılaşma ve mübadele yapabilme olasılığı çok daha azalabilirdi.

c) Arz ve talep edilen malların sınırlı olduğu küçük pazarlarda, trampayla alış veriş belirli bir ölçüde yürütülebilir. Yoğun mübadelelerle sahne olan çok sayıda çeşidin alınıp satıldığı gelişmiş piyasa düzeninde, trampa yönteminin tıkanmaksızın işleyebilmesi olanaksızdır. Wisconsin Üniversitesi profesörlerinden John H. Culbertson, trampanın mübadeleleri gerçekleştirmeye yetersizliğini basit bir tahlil ile ortaya koymaktadır.

"Trampa sisteminde, bir malın değeri öbür mallardan herbirine göre ayrı ölçülür. (n) sayıda mal bulunan bir piyasada [n(n-1)] sayıda fiyat vardır. Yalnız 3 çeşit mal bulunuyorsa, 6(3x2) değişik mübadele değeriyle karşılaşılır. Ancak 100 bin çeşidin üretilip satıldığı bir ekonomide, 9 milyar 999 milyon 900 bin ayrı fiyat söz konusudur. Gelişmiş piyasa düzeninde, bir malın bedelini başka bir malla ödeyerek bütün mübadeleler gerçekleştirilemez. General Motors Corporation aldığı ve sattığı(n) çeşit için [n(n-1)] sayıda fiyat işlemi yapmak zorunluluğunda kalırsa, hesapları içinden çıkılmaz hale gelir. Ortak hesap biriminden yoksun bir piyasada, büyük firma muhasebesi tutulamaz ve girdilerin randımanı hesaplanamaz."
[1] Feridun Ergin (age)

Önceleri, para görevini, taşınması ve muhafazası kolay ve ayrıca kendisinin de bir kullanım değeri olan tuz, hayvan,hayvan pöstekisi gibi mallar görmüştür. Mübadelelerin sürekliliğinin olmadığı bu çağlarda, para olarak kullanılan nesnenin, aynı zamanda kullanım değeri de olan çok geçerli bir mal olmasının nedeni açıktır: Malını bu para ile değiştiren kimse, bunu ilerde para olarak kullanmasa bile bir kayba uğramayacaktır.

Zamanla pazar için üretim artıp mübadeleler düzenli bir biçim alınca, para olarak kullanılan malın kendi özel kullanım değeri önemini yitirmiş ve parada sadece değişim aracı olarak kullanılmaya elverişli olma niteliği aranmaya başlanmıştır. Böyle olunca, sözünü ettiğimiz malların para olma görevini yürütmeleri güçleşmiştir. Çünkü bunların taşınmaları, bozulmadan muhafaza edilebilmeleri ve uygun büyüklüklerde birimlere bölünebilmeleri çok zor, bazen de olanaksızdır. İşte bu nedenle, tuz, deri, hayvan, tütün gibi malların para olarak kullanılmalarından vazgeçilmiş ve zamanla onların yerini değerli madenler, özellikle altın ve gümüş almaya başlamıştır. Sonraları zengin gümüş madenleri bulunup gümüş üretimi arttığından, değeri de -- altına göre -- hızla düşmüş, bunun sonucu olarak, gümüş de para olma niteliğini yitirmiştir. Böylece altın bu alanda rakipsiz egemen olmuştur.

Altın ve gümüş, özellikle altın, para olmaya çok elverişlidir. Bir kere küçük bir hacim içinde nispeten büyük bir değer taşır. Bu nedenle taşınması kolaydır. İkinci olarak bozulmaz ve paslanmaz. Bu nedenle saklanması (muhafazası) kolaydır. Nihayet, hiçbir değer kaybına uğramadan istendiği kadar küçük parçalara bölünebilir ve sonra bunlar tekrar birleştirilebilir. Yani altın ve gümüşü külçe halinde ya da küçük metal paralar halinde basılmış olarak kullanma olanağı vardır.

Altının piyasada, külçe ya da metal para halinde, fiilen elden ele dolaşması sakıncalı idi. Bir kere, bu biçimde büyük meblağların taşınması güçtür. Ayrıca çalınmak ve kaybolmak gibi tehlikeleri de vardır. Nihayet elden ele dolaşan altın metal paraların aşınarak değerlerinden kaybetmeleri de söz konusu idi. İşte bu nedenlerle, daha ortaçağlardan başlayarak, bazı büyük sarraflar, kendilerine emanet edilen altın (ya da gümüşler) karşılığında, bunların sahiplerine senetler(sertifikalar) vermeye ve onlar da ödemelerini bu senetlerle yapmaya başladılar. İnsanlar ellerindeki altın ya da gümüş sertifikalarını onları çıkaran sarrafa götürünce karşılığı olan altın ya da gümüşü geri alacaklarından emin oldukları sürece, bu senetleri bizzat paranın kendisiymiş gibi görmeye ve kullanmaya
başladılar. Böylece ilk kağıt para ortaya çıkmış oldu. [2]Sadun Aren (age)

SONUÇ:

Trampa ile başlayan sisteminin kağıt para halini aşamalarını görmüş olduk. Trampa sisteminde, düşündüğümüz gibi malların birbiriyle değiştirilmesi insanların o anki psikolojik durumuna yani bir malı öteki mal ile değiştirme arzusuna bağlıdır. Bu değişim bir tarafın kazançlı öteki tarafın kazançsız olmasına sebep oluyordu. Çünkü mübadele oranları belirlenmemişti. Paranın piyasa sistemine girmesi ile birlikte adil bir değişim sağlanabilir. Paranın fonksiyonlarını hatırlayalım:

Paranın başlıca üç fonkisyonu(işlevi) vardır. Bunlar,
1. Değer ölçüsü olmak
2. Mübadele (ve ödeme) aracı olmak
3. Değer biriktirme aracı olmak.

Değer ölçüsü, bir mübadelenin gerçekleştirilmesi için, her şeyden önce, karşılıklı değiştirilecek mal ya da hizmetlerin değişim oranlarının, yani birisi karşılığında ötekinden ne kadar verileceğinin bilinmesi(saptanması) gereklidir. Bu da ancak değiştirilecek bu her iki değerin aynı ölçü ile ölçülmesi sonucu bulunabilir. Malların değişim oranları(para sayesinde) tespit edildikten sonra, mübadelenin gerçekleşmesi için, artık paranın aracılığına mutlaka gereksinime yoktur. Çünkü, değiştirilecek malların para cinsinden değerleri bilindikten sonra paranın somut ve maddesel olarak dolanıma niçin gereksinim duyulsun? Ödeme sistemleri gerçekleştirilebilir. Evde yaşayan bireylerin marketten veya bir alışveriş merkezinden yapacağı alışveriş ödeme sistemi aracılığıyla işlemlerini pekala gerçekleştirebilir. Buradaki amaç, paranın ödeme sistemleri aracılığıyla piyasadan çekilmesidir. Çünkü paranın amacının dışında kullanılmasını engellemek, trampanın zorluklarını yenmek için kullanılmasını sağlamak için icat edildiğini söylemiş bulunuyoruz.

Hiç yorum yok:

Blog Arşivi