Kur’ân, “ALLAH’ın nimetlerini saymaya kalksanız saymakla bitiremezsiniz” [2] buyurur.
İşte bu nimetlerin en büyüklerinden beş tanesi de sağlık, hayat, gençlik, zenginlik ve dolu vakittir.
Bunlardan sağlık üzerinde duracak olursak gerçekten ne kadar büyük bir nimetle karşı karşıya kaldığımızı görürüz. Hele hastalanmışsak kıymetini daha iyi anlarız.
Tabiî sağlığın kıymetini anlayabilmek için illâ da hasta olmak gerekmiyor. Konu komşu, akraba, ister tanıyalım, ister tanımayalım evlerinde, hastanelerde ıztırap çeken insanlara baksak bile yeterli.
ALLAH Resûlü (asm) insanların kıymetini bilmediği iki şeyi anlatırken birinin sağlık, diğerinin de boş vakit olduğuna dikkat çekmişlerdir. [3]
Kanuni Sultan Süleyman, “Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi / Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi” derken bu büyük devlete parmak basmıştı.
İşte dinimiz bu büyük nimeti elimizden kaçırmamamız için bizi müteyakkız olmaya dâvet eder. Koruyucu hekimlik dediğimiz sıhhati koruma dinimizde büyük bir önem taşır. Sıhhatin kıymetini bilmek, hastalığa yakalanmamak için gerekli tedbirleri almak gerekir.
Bunun için her şeyden önce temiz, pırıl pırıl olmalıdır. Çünkü ALLAH’ın sevdiği insandır temiz insan. Kur’ân’ın ifadesiyle, “Muhakkak ALLAH çok çok temizlenenleri sever.” [4]
Abdestsiz namazın olmaması, gusül gerektiğinde gusül almaksızın namaz kılınmaması, Kur’ân okunmaması otomatik olarak bizleri temizliğe sevk etmez mi? ALLAH Resûlü’nün, “Temizliği olmayanın namazı yoktur” [5] buyurması çok şeyler anlatıyor.
Her şeyiyle pırıl pırıl olan ALLAH Resûlü (asm) Müslümanın temiz olması, temizliğe dikkat etmesi gerektiğinin en güzel bir örneği değil midir? Enes bin Malik, “Ben ömrümde Hz. Peygamberin kokusundan daha hoş, daha temiz bir koku koklamadım”5 der.
Kısaca mü’min aklını, ruhunu, kalbini kötü inanç, düşünce ve duygulardan arındırdığı gibi bedenini de her türlü maddî ve mânevî pisliklerden temizleyecek; örnek, tertemiz, pırıl pırıl bir insan olacak, İslâmın güzelliklerini gösterecektir.
ŞABAN DÖĞEN
Dipnotlar:
[1]- Keşfü’l-Hafa, 1:166-167 (Hakim ve Beyhaki’den.)
[2]- Nahl Sûresi: 18.
[3]- Buhârî, Rikak: 1; Tirmizî, Zühd: 1; İbni Mâce, Zühd: 15.
[4]- Bakara Sûresi: 222.
[5]- Müslim, Taharet: 1; Tirmizî, Taharet: 1.
işte bu hadis ışığında bakabilmek için
Yaşlılarımıza hak ettikleri değeri hakkıyla verebilmek için,
sonradan içim acıdı dememek için,
pişman olunmasın için….
heba edilmiş bir ömür dememek için
hatta erken diye diye boşa geçirilmiş,susturulmuş bir öyküyüm dememek için….
İbret namına……
Yanıt: Yüzdeki Çizgiler... Yaşlılık gelmeden.....
Ben bu eli öperim emeğine sağlık Abim gençliğimizin sıhhatimizin kıymetini ve başımızdayken büyüklerimizin kıymetini bir bilebilsek yoklukları çok acı oluyo çünki ben ölümün acısını ilk anneannemi kaybedince öğrendim gerçek çok acıymış rabbim bizlere onların kıymetini bilmeyi nasipetsin.
Yüzdeki Çizgiler... Yaşlılık gelmeden.....
ayy bayılırım ben böyle dedelere ve ninelere .. bizim geleceğimizi çağrıştırdı.yaşıyorlarsa ömürlerine bereket hay maşalllah..
Allah Teâlâ, yaşından ötürü bir ihtiyara saygı gösteren gence, yaşlılığında hizmet edecek kimseler lutfeder . ” (Tirmizî, Birr, 75)
Bir başka hadîs-i şerîfte de saçı sakalı ağarmış pîr-i fâni Müslümana saygı göstermenin Allah Teâlâ'ya duyulan saygı ve tazimden ileri geldiği ifade edilmektedir. (Ebû Dâvûd, Edeb, 20)
Küçüğümüze merhamet etmeyen büyüğümüze hürmet göstermeyen bizden değildir” buyurmuştur. (Tirmizi, Birr, 15
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder